Ekonomik krizleri seviyorum çünkü…

  • Yayınlayan: admin

ÜNLÜLERİN BERBERİ ŞÜKRÜ DUDU MÜMİN SEKMAN İLE RÖPORTAJ YAPTI

Türkiye’de kişisel gelişim deyince ilk akla gelen isimlerden biri olan Mümin Sekman, başarılı olmanın sırlarını ve 2010 açılımlarını ilk kez anlattı…

Onun işi başarabileceğimizi göstermek ama öyle safsatayla boş laflarla değil, gerçekten başarılı olmanın sırrını biliyor bence. Kanıtları mı ne? Yüz binler satan kitapları, bugüne kadar 100 bin kişinin katıldığı seminerleri. Mümin Sekman’la berber muhabbeti yaptık…

-Başarılı bir öğrenci miydiniz?

Çalışkandım. Sınıf birincisi değildim ama dersleri iyi olanlardan biriydim. Teşekkür, takdir alarak geçtim. Lisede biraz savsakladım.

– Sonra Ankara Üniversitesi…

Üniversite sınavına hazırlanmak için on ay boyunca günde on saat ders çalışmam gerekiyordu. Düz bir lisenin fen kolundan mezun olmuştum ama hukuk kazanmak istiyordum. O dönemde ‘Başarının bedelini bir dönem için ödemeyenler başarısızlığın bedelini bir ömür boyu öderler’ cümlesi benim hayatımı değiştiren cümle oldu. Bu cümleyi okuduktan sonra, günde 10 saat ders çalışıp ilk yüzde birlik dilime girerek Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazandım.

– Hukuk fakültesi mezunusunuz.

Evet. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.

– İlk kitabınızı kaç yaşında yazdınız?

İlk kitabım Ya Bir Yol Bul Ya Bir Yol Aç Ya da Yoldan Çekil’i yazdığımda 21 yaşındaydım.

– Bence isimden dolayı direkt satar. Bu ismi kim bulmuştu?

Bu Kartacalı Hannibal’ın büyük bir engelle karşılaştığında söylediği bir söz. ‘Ya bir yol bulacağız, ya da bir yol açacağız’ demiş. Bu sözün bir versiyonunu kitapta kullandık.

– Ne demek kişisel gelişim merkezi?

Türkiye’de kişisel gelişim ve kendini geliştirme bilincini yaygınlaştırmak istiyorum. Dünyanın en gelişmiş insanları sıralamasında Türkiye 150 ülke arasında 80’li sıralarda. Yani kendini geliştirmesi gerekiyor. Bunu gördükten sonra aldığım hukuk diplomasını bir kenara atıp Türkiye’de kendini geliştirme bilincini bir misyon olarak benimsedim. Bu işin adını o zaman kimse bilmiyordu. Toplumsal bir değişim yapmak istiyorduk ve hedefi gerçekleştirmiş olduk.

– Sizce bir insan kendini nasıl geliştirebilir? İlle bir kişisel gelişim merkezine gitmesi ya da sizin gibi birine mi danışması lazım?

En önemli nokta kişinin kendi içinde bir şeyleri başarma tutkusuna sahip olması. Kişi başarılı olma eğilimi taşımıyorsa bizim gibi insanların ona bir yararı olmaz. Bir atasözü vardır, ‘Gözü namazda olmayanın kulağı ezanda olmaz.’

– İnsanın içinde olacak yani…

Evet. Tutku varsa teknik ekleyebiliriz. Kitaplarım haritaya benzer. Harita sadece bir yere gidenlere yol gösterir, olduğu yerde duranların işine yaramaz.

– Bu işlerin dışında ticaretle uğraşıyor musunuz?

15 yıldır haftada 7 gün günde 24 saat, başarı üzerine düşünüyorum, başarı üzerine konuşuyorum ve başarı üzerine yazıyorum.

– Kitaplarınıza neden bu kadar çok talep oluyor?

Çünkü işe yarıyorlar.

– Peki size kim yol gösterdi?

Beni Sokrates, Aristoteles, Konfüçyus, Schopenhauer, Nietzsche eğitti. Hayatımda hiç seminere gitmedim. Kendi sorularımı ürettim, fikir adamlarının bu konulardaki cevaplarını inceledim, ama onlarla da yetinmedim, üzerine düşündüm.

– Kaç yaşındasınız?

Yaşım her sene değişiyor… İlk seminerde ilk soru; “Kaç yaşındasınız”dı, ikinci seminerde aynı soru yine geldi. Sonra bunu bir oyuna çevirmeye karar verdim. İşin komik tarafı; skandal yaratacak bir durum da yok ortada.

– Yaşlı değilsiniz.

Bu bir kariyer esprisine dönüştü. Birçok kişi kaç yaşında olduğumu- araştırıyor ama kimse bilmiyor. Ne zaman açıklayacağıma karar vermedim.

– Bir sürü kişiye danışmanlık yapıyorsunuz peki siz ne tür yatırımlar yapıyorsunuz?

Para konusunda değil, başarılı olmaları için danışmanlık yapıyorum. Başarılı olmak aşka, zengin olmak sekse benziyor. Başarılı olmanın içinde bir ruh var. Başarısız zenginlik, aşksız seks gibi. Başarıyı paraya çevirmek ise ayrı bir algı. Kendim için ürettiğim özel bir yatırım politikam yok.

– Başarılı olmak öğrenilebilir mi?

Evet. Ama herkes Büyük İskender ya da Vehbi Koç kadar başarılı olamaz.

– Çalıp çırparak başarılı olanlar da var.

Çok zengin ve popüler olabilirler ama onlara “Başarılı” demek zor. oluşuyor, zamanla dağılıyorlar. Çetin Altan’ın da bu konuda çok güzel bir sözü var; “Başarı yalan söyleme gereği duymamaktır” diyor. Katakulliyle ancak karton bina yapabilirsiniz, o da depremde çöker. Ekonomik kriz de deprem gibidir. Kimin kurt kimin kuş olduğunu gösterdiği için ekonomik krizleri seviyorum.

– Parası olan bir adam var ama ne yapsa batırıyor. Böyle tiplere ne tavsiye ediyorsunuz?

Başarı istediğini elde etmektir; mutluluk elde ettiğini sevmektir; bilgelik neyi elde etmek istediğini bilmektir.

– Secret’a inanıyor musunuz?

Hayır. Ben çekim yasasına değil, azim yasasına inanıyorum. Başarı dağın tepesinde duruyorsa azimle gider ona ulaşırsın. Secret, “Sen dile, dağın tepesi gelsin, seni ayaklarından yukarı kaldırsın” diyor. Böyle bir şeye inanmıyorum.

– Çalışmadan hiçbir şey olmaz yani.

Size şöyle bir şey söyleyeyim, başarılı işadamları benim kitaplarımı, eşleri de Secret’ı okuyor. Dünyada üç tür insan vardır; başarılı olanlar, başarılıyım diye geçinenler, başarılı insanların üzerinden geçinenler. Secret okuyanlar hayatı başarı çemberinden geçmemiş olan insanlardır. Başarının ateş çemberinden geçenler Secret’la ilgilenmez. Tavana para yapıştır, düşün düşün zengin ol. Böyle bir şeye kim inanır?

– Başarının sırrı anlatılabilir mi?

Yeni başarılmış bir işin sırrı, sigaradan çıkan duman gibidir. Dumanı görebilirsiniz, hatta elleyebilirsiniz ama elinizde tutup eksiksiz bir şekilde bir başkasına aktaramazsınız. Başarının sırrı tarif edilebilir ama yüzde yüz aktarılamaz.

– En beğendiğiniz üç kitabı söyler misiniz?

Marcus Aurelius’un “Kendime Düşünceler”, Richard Koch’un “Seksen Yirmi İlkesi”, bir de Nüvit Osmay’ın Düşünce Atlası adlı kitabını çok severim.

– Okuduğunuz Türk yazarlar var mı?

Çok okunan her kitabı okurum, çok izlenen her filmi izlerim. Nerede bir iş başarılmışsa, orada öğrenmem gereken bir sır var demektir. Kişisel beğenilerimi bir kenara bırakırım. İş tutmuşsa, skor tabelasına saygı duyarım. Başarının niyetlerle ve sözlerle değil, sonuçlarla ölçüleceğine inanıyorum.

– Maçta da 90 dakika oynanıyor ama skorda üstün olan kazanıyor.

Maçın sonucu skor tabelasında yazandır kardeşim. Kimin daha iyi oynadığı izafidir ama kimin kazandığı objektiftir.

– 2010’da herhangi bir açılım yapacak mısınız? Kendinize ait bir başarı açılımınız olacak mı?

2010 yılında hayatımla ilgili farklı bir açılım yapıp dövme yaptıracağım. Sağ kolumun içine Latince “Kaderini sev” demek anlamına gelen amor fati cümlesini yazdıracağım.

– 2010’da dövme yaptıracaksınız yani…

Evet. Bir tane de sol kolumun içine görsel ikon yaptıracağım.

– Ders verdiğiniz ünlüler kimler?

Ders verdiğim değil de kariyer checkup’ı yaptığım isimler var. Ama isimlerini vermek onları kullanmak gibi olur.

– Yardımcı olduğunuz siyasetçiler var mı?

Siyaset dünyasından az olsa da üst düzey birkaç isimle görüşmelerim oldu.

– Sizce şu an Türkiye’deki en başarılı işadamı kim?

İnsanlar Ahmet Nazif Zorlu’nun hikâyesini çok beğeniyor. Son dönemde Mustafa Koç’un operasyonları dikkat çekiyor. Mustafa Boydak’ın başarısı da etkileyici…

-www.kigem.com’dan biraz bahseder misiniz?

Kigem.com Türkiye’nin ilk kişisel gelişim konulu internet sitesidir. Toplamda 80 bin üyesi var. Türkiye’deki beyin haftası faaliyetlerini yürütüyor. Bu hafta aklınızı başınıza getireceğiz diye esprili bir slogan kullanarak Türkiye’de beyin haftası başlattık. Kafayı kullanma, beynin nasıl çalıştığını algılama konusunda bilgi vermeye çalışıyoruz.

– Son kitabınızda Sinem Kobal’la beraber çalıştınız. Onunla nasıl tanıştınız ve neden Sinem Kobal’la çalışmayı tercih ettiniz?

Herşey Seninle Başlar’ın çocuk versiyonunu yapacaktık. Çocukların çok sevdiği bir isim olduğu için kitabın çocuk versiyonunda Sinem Kobal’ı kullandık.

– Ne tür projeler var rafta?

Herşey Seninle Başlar 5 yılda 700.000 adet sattı. Onun gibi iki kitap projem daha var. Onlardan birini yazmak istiyorum ve bunun için gereken zamanı ayarlamaya çalışıyorum. Bunun dışında, Limit Sizsiniz adlı kitabım İngilizce’ye çevriliyor.

– Berberlerin başarılı olması için ne yapması gerekir?

Berberlerle başarılı büyük adamlar arasında ilginç bir ilişki var. Dünyanın büyük adamlarının önünde herkes başını eğer. Dünyanın en büyük adamları ise sadece berberlerinin önünde başını eğer. Bir berberin başarılı olması için ana noktayı tanımlaması lazım. Biz buna kritik başarı faktörü diyoruz. Burada Sergen’lik yapmayacak. Mesela Sergen birinci sınıf bir yetenektir ama yeteneğini yöneten bir kariyer politikası yoktur. Yetenekli berberler yeteneklerini yönetecek bir kariyer metodolojisi oluşturmazsa devamını getiremeyebilir. Önce en iyi şekilde yap sonra en iyi şekilde yaptığını algılat ve sat.

Röportaj: Şükrü Dudu (Berber Muhabbeti)

Kaynak: Habertürk Gazetesi (09 Ocak 2010)