Dilara Koçak Yazdı: Kişisisel Ataleti Yenmek kitabıyla fazla kilolardan kurtulma yolları

  • Yayınlayan: admin

Ünlü diyetisyen Dilara Koçak, fazla kilolardan kurtulma mücadelesi verenlere Mümin Sekman’ın Kişisel Ataleti Yenmek kitabındaki fikirleri nasıl kullanabileceklerini  anlattı. 

Gazete yazılarımı hazırlarken bazen o anda içimden geleni yazıyorum bazen de ekiple toplantı yapıp haftalık planlamayla ilerliyoruz. Bu hafta toplantıda yazıyı ‘atalet’ hakkında yazacağım dediğimde kliniğimizdeki genç ekibin hepsi suratıma şaşkın şaşkın bakıp “Avrasya maratonu yaklaşıyor, atlet demek istediniz herhalde” diye beni hep bir ağızdan düzeltti. Hayır doğru olan bendim. Tam da yazmak istediğim bu ‘ATALET’.

‘Asıl amaç eylemdir’

Defalarca spora başlamaya karar verdiniz uygulamadınız, her pazartesi diyete niyet ettiniz vazgeçtiniz, hep yeni bir projeyi düşündünüz ama hiç harekete geçmediniz ve ilgi duyduğunuz bir çalışma hakkında çok araştırma yaptınız ama hiç uygulamadınız… Çünkü Henry Huxley’in dediği gibi “Hayatın asıl amacı bilgi değil, eylemdir.”

Bir kişinin gerçekten yapması gerektiğini düşündüğü, niçin yapması gerektiğini bildiği, nasıl yapabileceğini öğrendiği, yapmayı istediği, yapabileceğine inandığı, yaparsa ne kazanacağını ve yapmamakla ne kaybettiğini bildiği bir iş hakkında hiçbir şey yapmadan durması neyi gösterir? Kişileri durduran şey nedir? ATALET.

İki çeşit atalet

Atalet kelimesi, sözlükten kontrol ettiğinizde ‘eylemsizlik, durağanlık, hareketsizlik’ olarak ifade edilir. ‘Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi’ hareket etme, ‘yumurta kapıya dayanmadan’ harekete geçmeme gibi deyimleri akla getirir.

Atalet iki şekilde olabiliyor:

– İnsanın ruhunu sararak onu eylemsizleştiren psikolojik atalet.

– İnsan bedenini sararak hantallaştıran fizyolojik atalet.

Fizyolojik atalet, psikolojik atalet yaratır. Psikolojik atalet de fizyolojik ataleti besler. Atalet döngüsü böylece kalıcılık kazanır. İşte diyet ve egzersiz ilişkisi de tam bunu anlatıyor. Ataleti atın üzerinizden!

Okuduğum kitaplar ve deneyimlerime göre bireyi bu duygudan çıkaracak tetikleyici güç ansızın gelebiliyor. Bu güç; bir uyarı, başkasından duyduğu bir kelime, bir film seyretmek, bir kitap okumak veya sokaktaki bir simitçi bile olabiliyor.

Atalet üreten inanç ve düşünceler
– Mesela diyet için ‘battı balık yan gider’, ‘böyle gelmiş böyle gider’.- Egzersiz için ‘aman boş ver haftaya başlarım’ (ki o hafta hiçbir zaman gelmez).- İş kurma hayali için ‘ama ben kimim ki yetersizim daha?’- Sigara bırakmak için ‘daha sonra yaparım şimdi hiç hazır değilim’Bunlar gibi örneklerin sayısını siz de kendiniz için artırabilirsiniz.Peki ben sizden ne istiyorum?- Hadi KALK!- Hadi HAREKETE GEÇ!
Egzersiz yapmak zor, yapmamak daha da zor

Egzersiz yapmanın bütün nedeni, sadece o hınzır yağı ortadan kaldırmak, değil ki. Tabii ki egzersizinizden bunu talep etmelisiniz. Ancak, egzersiz yapmanızı gerektiren tek neden bu değildir.

Fit olmak için yapılan egzersizle kilo kaybetmek için yapılan egzersizi karıştırmayalım. Fit olmak için egzersiz yapmanın anlamı, her gün tüm vücudunuzu yüksek performans için güçlendirmeniz anlamına gelir. Daha çok arabanızın bakımı gibi bir şeydir. Esas amacınızın da bu olması gerekir.

İlerleyen yaşlarda sarkmak ve kilo almak istemiyorsanız hep sıkı ve diri bir vücuda sahip olmak istiyorsanız en önemli ve en ucuz ilaç egzersiz. Fit olmanın bütün faydalarını bildiğiniz zaman, harekete geçmemek için gerçekten çılgın olmanız gerekir.

Kar topu etkisi

Davranış değişikliği kolay değildir. Ama en zor kısmı değişim kararını vererek başlamaktır. Hareket halindeki bir vücut, hareket halinde olma eğilimindedir ve dinlenme halindeki vücut da dinlenme halinde kalma eğilimindedir.

Bir kere hareket etmeye başladığınızda, kar topu etkisi olur. Daha iyi hissetmeye ve daha iyi görünmeye başlarsınız. Daha fazla enerjiniz olur, sonuçta da yaşam tarzınız gelişmeye başlar. Kısa sürede de daha sağlıklı beslenmeye başlarsınız. Adım adım ilerleyin ve kafanızın içindeki olumsuz sese boyun eğmeyin.

ATALETİ ATIN GİTSİN!

Yazan: Dilara Koçak

Medya: Milliyet Gazetesi köşe yazısı

Tarih: 03.11.2015