Mukadder Hanım, fazla kiloları olduğunu ve bunları vermesi gerektiğini, kilolarından kurtulursa ne kadar sağlıklı ve güzel olacağını bilmektedir. Ancak bir türlü bu kilolardan kurtulamaz! Sanki görünmez bir kuvvet onu engellemektedir……
Soru: Mukadder Hanım”ı durduran nedir?
Tunç Bey mutlaka İngilizce öğrenmesi gerektiğini, bu durumdan dolayı neler kaybettiğini bilmektedir. Elinde çok sayıda kitap vardır. Ancak bir türlü İngilizce öğrenmeyi başaramamaktadır……
Soru: Sizce Tunç Bey”i durduran şey nedir?
Ülkenin Adalet Bakanı üç yıllık hapis cezasını 125 bin lira para cezasına çeviren kanunun adaletsiz olduğunu bilmektedir. Kriterleri belirleyen bu kanunun değiştirilmesine muhalefet edecek bir kesimin bulunmadığını da bilmektedir.
Bakan bu kanunun insanların adalete duyduğu güveni nasıl sarstığını da bilmektedir….
Soru: Sizce Bakanı engelleyen şey nedir?
Başarıyı kim istemez?
Çoğumuz bu duyguları yaşamıyor muyuz? Yukarıdaki paragraflar Mümin Sekman”ın Kişisel Ataleti Yenmek adlı kitabından alıntı. Mümin Bey”i bir dergide röportajını okurken tanıdım. Hemen gidip kitabını aldım.
Kitapta Atatürk”ten Naim Süleymanoğlu”na, Mahsun Kırımızıgül”den Sakıp Sabancı”ya yani kendi deyimiyle “yurdum insanı”nın başarı öyküleri, Alaturka ve Avrupai başarı, akademik araştırmalar ve özel anketler gibi birçok konu var. Yani başarıyı ve mutluluğu hedefleyen insanlara ışık tutan bir kitap.
Gerçekleşmesini en çok beklediğimiz kelimeler değil midir başarı ve mutluluk?
En iyi anne, en iyi yemek yapan kadın, en iyi müdür, en işi eş, en…. olmak istemez miyiz?
İşte o dönemde Mümin Bey”le tanışabilmeyi çok istemiştim. Bir gün dostum Tamer Karadağlı”yla karşılaştım. Derin bir sohbete dalmıştı. Sohbet ettiği kişi Mümin Sekman”dı. Beş dakika onlara katıldım, yarım saat oturdum.
Şimdi gelelim yazının başına….
Yapmak isteyip de bir türlü hiçbir şey yapamıyorsanız, ataletin kolları arasında sıkışıp kalmışsınız demektir. Ben, nerelerde sıkışıp kaldığımı, nerelerde ataletli, nerelerde ataleti yenmiş olduğumu keşfetmeye başladım. Bunların başında da yabancı dil geliyor.
Bir arkadaşımla dertleşiyordum. En çok üzüldüğü şey kilosu. Diyetisyene gidiyordu. Yiyeceklerine dikkat ettiğini söylemesine rağmen kilo veremiyordu. Bana göre onun kiloları bedeninde değil, bilincindeydi. Ona şunu önerdim: Diyetisyene gitmeden önce bilincini temizlemelisin.
Konuşurken gözlerinde bana hak vermiş olduğunun ışıltısını görmek bile beni çok mutlu etti. Ben o ışığı yakabilmiştim. Umarım o da bu küçük ışığa ışık katarak aydınlanabilir. Yani eyleme geçebilir.
Mümin Sekman insanları eyleme geçme şekillerine göre dört gruba ayırmış:
1-Bilen ve yapanlar, yani gündelik hayatta profesyonel olanlar.
2-Bilen ama yapmayanlar, yani ataletli insanlar. (Bana göre oldukça fazlayız!)
3-Yapan ama bilmeyenler, yani amatör kesim.
4-Yapmayan ve bilmeyenler için ise “istatistik insanları” diyor. Dünyada varlık ya da yoklukları sadece istatistikleri değiştiriyor. Yaptıkları tek şey yeni doğan bebek sayısını değiştirmek….
Ya siz? Gerek özel gerekse iş hayatınızda bilen ve yapan bir profesyonel olmak istemez misiniz? Ben isterim. Tek yapmamız gereken bilincimizi temizleyip, kendimize, yapımıza, ruhumuza uygun metodu bulmak… Yani benliğimize giden doğru yolu keşfetmek. Mümin Bey gibi bilgili kişileri köşemde ağırlamaktan ve sizlerle paylaşmaktan büyük bir keyif alacağım.
Her zaman bilginin ışığında aydınlanmanız dileğimle….
Yazan: İpek Tuzcuoğlu
Kaynak: Vatan gazetesi